30 Eylül 2016 Cuma

Silememek

Ortaokula yeni başlayacaktım, tabi bir heyecanlar bir büyümüşlük hissi değme gitsin sanki çok matrak bir sey başarmış gibi. Daha sonraki okul hayatımda hiç hazırlanmadığım kadar ciddi bir şekilde hazırlanmaya başladım okul açılışından 2 hafta önce. Hazırlanmaktan kastım Kalem Defter Çanta gibi temel okul eşyalarını tamamlamaktı, ömür boyu hep dağınık olan ve kendi kargaşasında düzenini bulan birisi olarak bu benim için büyük başarıydı. Hayatımda aklım sıra yeni bir sayfa açıyordum ve çocuksu aklımla hevesimle bundan böyle her şeyim kurulu düzenli olacak diyordum. Halen aklıma geldikçe gülerim o yaşta ne içmiştim acaba da kendimden böyle bir şey beklemişim. Bugün daha iyi biliyorum ki ben hiç bir zaman tamamen düzenli bir insan olmayacağım. Tabiatıma ters, savrukluk var benim damarımda. Kitaplarını her sene bir hevesle raflara sistematik bir şekilde sıralayan ve en geç 2 kitabın daha eklenmesiyle bütün sırayı alt üst eden ve sonunda esrarengiz bir şekilde aralarından bazılarının kayıp olduğunu fark eden bir insanım ben, neyin düzeninden bahsediyorsun sen çocuk! Neyse tamam abartmaya da gerek yok sadece kaotik hücum futbolunu katı düzenli disiplinli ve fizik gücüne dayalı kuzey futboluyla sentezleyen bir düzen anlayışım var. Sonuç olarak her seneye şampiyonluk ümidi ile başlayan ama sezon sonu ilk 5´e zor giren bir düzen var hayatımda.

Ama asıl konu bu değil asıl konumuz o ortaokula geçişte sezon başı hazırlık kampında yaptığım okul ihtiyacı alışverişi. Tabi çok sıra dişi eşyalar aldığım söylenemez. Heyecan yaratan iki malzeme vardı alışveriş listemde. Başta dolmakalem geliyordu zira ilkokulu sıradan bir kalemle geçirmiştik ve neslimin arasında gayri resmi bir kanaat vardı oda dolmakalemin yetişkinliğin simgesi olmasıydı. Artık çocuk değildik çünkü dolmakalemle yazıyorduk. Hepimiz biliyoruz ki her filimde başarılı iş adamları milyon dolarlık anlaşmalarını daima dolmakalemle kâğıda 45 derecelik bir açıyla atarlar ve mürekkebin kurumasıyla anlaşma resmiyet kazanır. Aradan yıllar geçti halen 45 derecelik bir açıyla dolmakalemimle imza atmışlığım yok, ya hayallerimiz uçuktu ya da biz adam olamadık. O zamanlar heyecan veren alışverişler arasında ikinci sırayı alan ama beni asıl derinden etkileyen malzeme ise silgiydi. Ama öyle bildiğimiz silgilerden değil, bu acayip bir silgiydi. Dikdörtgen seklinde bir tarafı beyaz bir tarafı mavi ortasını bir karton sarıyordu üzerinde markasını taşıyan. Kartondan dolayı beyaz kısmı nerede bitiyor mavi kısmı nerede başlıyor görünmüyordu ve büyük merak konusuydu. Silginin asıl özelliği ise mavi tarafı dolmakalemle yazılanı bile silebiliyordu.

Dolmakalemle dünyaları dize getirecek kılıcı silginin mavi tarafıyla da o muhteşem kılıcı durdurabilecek tek kalkanı elimizde bulunduruyorduk. Gölgelerin gücü adına güç bizdeydi. Tabi dolmakalemi okulun ilk gününden itibaren kullanmaya başladık. Lakin silgiyi kullanamıyordum. Kıyamıyordum o muhteşem formunu bozmaya, sadece en gerekli olduğu zaman kullanmalıyım sanıyordum ama en gerekli zaman hangisiydi? Genel olarak yazdığımızın ne önemi vardı ki o muhteşem silgiyi kullanalım. Yanlış yazınca derhal üstünü karalama huyu gelişti böylece çoğumuzda. Defterin ve sayfaların değeri yoktu gözümüzde varsın dolsun yenisini alırız, zira yeni defter ihtiyacı evde ebeveynlerde "bizim çocuk okuyor defter üstüne defter dolduruyor çok çalışkan bir koli daha alalım" düşüncesi yaratıyordu. Böylelikle doldurulmuş birçok defter, karalanmış onca sayfa, muhteşem bir karalama refleksi ve hiç kullanılmamış silgimiz oldu.

Lakin bu sadece okulda kalmadı. Bunları hayatımız dada kullanmaya başladık. Sevdik ihanete uğradık, inandık kandırıldık, güvendik tuzağa düştük, değer verdik değersiz olduk. Hepsi geldi başımıza en sevdiklerimizden ama biz onları silemedik, sadece karaladık. Silip yerlerine orayı hak eden insanları koyamadık hep üstlerini karaladık yanına bir daha yazdık olmadı yine karaladık yanına bir daha yazdık. Gönlümüz kolisiyle aldığımız ucuz 0,5 kareli defterler gibi değilmiş. Sınırlıymış bunu öğrendik ama çok geç oldu...... Bizim gönül defterimiz doldu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder