Canımdan can almaya, etimden et koparmaya geldiler. Ne ilk gelişleriydi ne son. Gelirler arada bana alırlar son gelişlerinden bu yana kurup büyüttüklerimi. Kimi zaman en sevdiklerimin siluetinde kimi zaman en nefret ettiklerimin yüzüyle. Kimi zaman istila ettiler gitmediler haftalarca kimi zaman vurup geçtiler döşümde koca bir boşluk bırakarak. Yani demem o ki kaybetmeye alışkın bir Adam yazıyor bunları. Öylesine alışkınım ki artık sadece ne şekilde geleceklerine merak duyuyorum. Aklımda senaryolar kuruyorum hiçbiri mutlu son ile bitmiyor artık, ve gel gör ki aklıma gelen herdefasında başıma geliyor. Benimde hep sonradan gelir aklım başıma. Olabilecek güzel şeyler güzel anlarda geliyor elbet aklıma ama hernedense yakıştıramaz olmuşum kendimi o resime. Cirkine ne yakışır zaten. Geceye uyanıyorum her sabah, üzerimden ölü toprak yorganımı atıyorum bir kenara ve dudaklarım benden bağımsız bir türküye giriyor. Aklımda kimi zaman bir ud eşlik ediyor kimi zaman bir bağlama veya mutlaka bir klarnet. Ama bazı şanlı sabahlar nadiren bir şiir geçer yüreğimden, Atilla Ilhan dan üçüncü şahsın şiiri. Hayret etmiyor değilim bende dili bukadar neşeli birinin kaleminin bukadar kara olmasına. Nekadar anlamsız satırlar nekadar anlamsız cümleler yığını bu böyle. Halbuki herşeyin özeti eline Kadehini alıp yudumundan önce bardağın içine bakarken sorduğun o soru ve cevabı.
Umuda dair bir umut, yok mu? Peki tamam....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder