Ben bir durak bekçisiydim sen ise treni nezaman geleceği meçhul bir yolcu.
Okadar gelip giden, gideni yolcu eden, geleni karşılayan insanlar arasında bir ikimizdik yalnız olan. Ne seni yolcu eden vardı, nede beni götürebilecek bir tren. Yalnızlığın sebepleri ayrı sonuçları aynı. Lakin vardı senide kesin bekleyen, bir başka durakta karşılayacak olan. Benim ise görevimin bir parçasıydı yalnızlık. Biliyordum bunların hepsini lakin iki insanın yalnızlığı kadar birleştirici başka birşey yoktu bu dünyada. Ben kimdim ki dayanacaktım buna? Senle beraber beklerken buldum kendimi. Seni benden alacak yine yalnızlaştıracaktı beklediğimiz, ama seninle sensizliği beklemek dahi çok güzeldi. Geçen vakit unutturuyordu bana gideceğini, sanki hep bekleyecektik beraber gitmeni. Aklım ile yüreğim savaşıyordu sen uyurken, ama her sabah gözlerini açtığında, yani benim güneşim doğduğunda aklım teslim oluyordu onursuzca. Sense herşeyden habersiz halimden anlamaz sabırsızca bekliyordun trenini. Yalnız beklemektense benimle beklemek daha iyi bir seçenekti sadece senin için. Eğlendiriyordum seni bazen sende unutuyordun gideceğini. Güldürüyordum mesela derdini dinliyordum kimi zamanda şiirler okuyordum sana. Cemal Süreyya, Turgut Uyar, Nazım Hikmet. Her bir şiiri ben sende yaşardım sen uzaklara bakardın. Korkardım bekleyenin mi var diye sormaya. Cevabını bilirdim sanki içten içe. Ama bilmekle senden duymak arasında ölmekle bisikletten düşmek kadar fark vardı. Gel zaman git zaman herşeyi kabullenmiştim böylede yaşardım artık trenin gelmesine ihtimal dahi vermezken, hatta gelse bile beni bırakıp gitmez derken ölüm kadar kesin o an geldi. Uzaktan göründü birşeyler seninle nicedir boş boş baktığımız raylar üzerinde birşeyler. Bir hançer saplandı kalbime herşey durdu o an. Zaman durdu, yağan yağmur tanecikleri havada kaldı, kalbim atmaz oldu. Birtek o durmadı, geliyordu umursamaz umursamaz. Sana baktım. Nede mutluydun, ben ne yaptıysam seni hiç bukadar mutlu görmemiştim. Boynuma sarıldın "geliyor" dedin. Bana daha hiç böyle sarılmamıştın. Binerken birşeyler söyledin, yani dudakların oynadı ama ben birşey duymadım. Aldın valizini bindin, öylece sıradan birşey gibi. Valizinde kalbim, umutlarım, sevgim, sana okuduğum bütün şiirler. Aldın gittin. Sen gelene kadar olduğu gibi olmadı o durak birdaha, ben olmadım. Öyle kolay olmuyormuş işte. Ikiyken biri gittiğinde bir kalmıyor insan. Hiç kalmıyor insan. Yok oluyor insan.
Okadar gelip giden, gideni yolcu eden, geleni karşılayan insanlar arasında bir ikimizdik yalnız olan. Ne seni yolcu eden vardı, nede beni götürebilecek bir tren. Yalnızlığın sebepleri ayrı sonuçları aynı. Lakin vardı senide kesin bekleyen, bir başka durakta karşılayacak olan. Benim ise görevimin bir parçasıydı yalnızlık. Biliyordum bunların hepsini lakin iki insanın yalnızlığı kadar birleştirici başka birşey yoktu bu dünyada. Ben kimdim ki dayanacaktım buna? Senle beraber beklerken buldum kendimi. Seni benden alacak yine yalnızlaştıracaktı beklediğimiz, ama seninle sensizliği beklemek dahi çok güzeldi. Geçen vakit unutturuyordu bana gideceğini, sanki hep bekleyecektik beraber gitmeni. Aklım ile yüreğim savaşıyordu sen uyurken, ama her sabah gözlerini açtığında, yani benim güneşim doğduğunda aklım teslim oluyordu onursuzca. Sense herşeyden habersiz halimden anlamaz sabırsızca bekliyordun trenini. Yalnız beklemektense benimle beklemek daha iyi bir seçenekti sadece senin için. Eğlendiriyordum seni bazen sende unutuyordun gideceğini. Güldürüyordum mesela derdini dinliyordum kimi zamanda şiirler okuyordum sana. Cemal Süreyya, Turgut Uyar, Nazım Hikmet. Her bir şiiri ben sende yaşardım sen uzaklara bakardın. Korkardım bekleyenin mi var diye sormaya. Cevabını bilirdim sanki içten içe. Ama bilmekle senden duymak arasında ölmekle bisikletten düşmek kadar fark vardı. Gel zaman git zaman herşeyi kabullenmiştim böylede yaşardım artık trenin gelmesine ihtimal dahi vermezken, hatta gelse bile beni bırakıp gitmez derken ölüm kadar kesin o an geldi. Uzaktan göründü birşeyler seninle nicedir boş boş baktığımız raylar üzerinde birşeyler. Bir hançer saplandı kalbime herşey durdu o an. Zaman durdu, yağan yağmur tanecikleri havada kaldı, kalbim atmaz oldu. Birtek o durmadı, geliyordu umursamaz umursamaz. Sana baktım. Nede mutluydun, ben ne yaptıysam seni hiç bukadar mutlu görmemiştim. Boynuma sarıldın "geliyor" dedin. Bana daha hiç böyle sarılmamıştın. Binerken birşeyler söyledin, yani dudakların oynadı ama ben birşey duymadım. Aldın valizini bindin, öylece sıradan birşey gibi. Valizinde kalbim, umutlarım, sevgim, sana okuduğum bütün şiirler. Aldın gittin. Sen gelene kadar olduğu gibi olmadı o durak birdaha, ben olmadım. Öyle kolay olmuyormuş işte. Ikiyken biri gittiğinde bir kalmıyor insan. Hiç kalmıyor insan. Yok oluyor insan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder