2 Aralık 2012 Pazar

Keşke

Selamlar 5aydir yazmiyormusum yeni fark etdim iyiki su blogun dili yok olsa ana avrat söver bana herhalde. Ama öyle olmali sonucda benim blogum.

Neyse oldu bir kaza özür dilerim blog beni affet cok pismanim facebook twitter gitdim geldim ama sonunda sana geri döndüm senin gibisi yok kimse yokken sen vardin yanimda varmisin benimle yeni bir baslangica. Eyvallah adamsin.

Son zamanlarda etrafimda bir cok keskeleyen görüyorum ve bana keske sunu yasamasaydim su olmasaydi demek abez geliyo. Bizi biz yapanlar yasadiklarimiz. Bunlari yasamasaydim ben ben degildimki, diger denyolardan ne farkim vardi? Bilmedigi seyler hakkinda facebooka yazilar yazan birisiydim, acisini bilmeden Neset Ertasin türkülerine eslik eden birisiydim, artislik olsun diye icmeye siktir bokdan acilar uyduran birisiydim.

Cocukken caresizligin ne oldugun bilmezdim caresiz kaldim büyüdüm.
Cocukken aci nedir bilmezdim aci cekdim büyüdüm.
Cocukken sevmek nedir bilmezdim sevdim büyüdüm.
Cocukken ayrilik nedir bilmezdim ayrildim büyüdüm.
Cocukken ickiden degilde efkardan kafayi bulmak nedir bilmezdim buldum kafayi efkardan büyüdüm.
Bagzi insanlar bunlari yasamaya bu acilari cekmeye mecburlar, onlarin kaderlerinde duygulari kitablardan ögrenmek yok.

Bunlarida sirf uyuzluk olsun millet okusun bir of ceksin diye yazdim nasil ama.

8 Temmuz 2012 Pazar

Aya Bak Aya

Gece saat 2 circirböcekleri bile susdu, rüzgar durdu, balkonumun önündeki zemin katin terasini  kapatmak icin dikilmis olan calilarin yapraklari bile oynamaz haldeler. Zamanin durmadigini isbatliyan tek sey uzaklardan ara sira gecen arabalarin sesleri. Gecen gecenin yorgunluguna ragmen yatasim yok. Ayni hevesle bekledigim kitabimi okuyasim olmadigi gibi. Bos bos aya bakiyorum. Ama bakilmiyacak gibide degil bütün bulutlardan kurtulmus paril paril parliyo. Neden aya karsi icildigini anladim sanirim, cünkü ay herkesin, seninle o an kim bilir kac kisi izliyo ayi, hepsiyle o an ayi paylasiyorsun. Belkide suan oda izliyor ayi, hayir hayir kesin oda izliyo suanda ayi. Elini tutamiyorum, yanina oturup sarilamiyorum ama suanda onunla ayni aya bakiyoruz bu ani paylasiyoruz. Birdaha asla yüzünü göremiyecem ama dahima onunla ayni aya bakacaz o ani uzakdada olsak birbirimizle paylascaz. Buda bir teselli beh, hic yokdan iyidir degilmi. Ama neyazikki cabuk geciyo bu adina siirler yazilasi an. Simsiyah bulutlar kapliyo gökyüzünü. Gün boyu kasip kavuran sicak hava buza döndü, uzaklardan gökgürültüsü sesleri gelmeye basladi, firtinami geliyo acaba demeye kalmadi yagmur basdirdi ve herseyi sildi süpürdü gitti.

9 Haziran 2012 Cumartesi

Kisa Bir An

Selamlar halen bir yaziya dogru bir sekilde nasil baslanir bilmiyorum affola.

Gecenlerde yakinlarda her sene 10 günlügüne acilan bir Eglence Parki acildi böyle dönme dolapli korku tünelli isikli cancanli cartlu curtlu birsey isde. Aslinda gitmeyi düsünmüyordum nede olsa her sene geliyo isde ezberledik herseyi, ama gelenekdendir diye 2 arkadasla cikdik gitdik. Hakketdende bekledigimiz gibi sadece bir kac makinanin yeri degistirilmis olmasindan baska bir yenilik yokdu. Buna ragmen gene gelenek haline gelmis olan en az 3 tur arti 100gr sekerli badem rituelimizi tamamlamadan gitmiyelim dedik. Geziyorduk ve hergün orda burda gördügümüz ve geleceklerinden emin oldugumuz arkadaslari görüp bir vay sendemi burdasin taviriyla kisaca selamlasip turumuza devam ediyorduk. 2.ci turumuzun yarisindaydik, 2 üstü acik alani birbirne bagliyan üstü kapali ve icinde bir iki cocuk eglencesi ve tatli yiyecekler satan bir iki kulübeden olusan bir salonun icindeydik. Cokda büyük sayilmasada icinde kayip olunabilinecek düzeyde bir kalabalik vardi ve nitekim kayipda oldum. Arkadaslari bulabilmek icin sag sola bakiniyordum o sirada karsidan gelen iki kiz gözüme carpti. Daha dogrusu bana göre sag tarafda olan kizi gördüm ve carpildim, tahminen benim yaslarimdaydi siyah uzun ve hafif kivirilmis saclari vardi, o sirada arkadasi ona duyamadigim birseyler anlatiyordu ve o duyduklarina sadece gülümsüyordu öyle bir gülümsemeydiki ister istemez bende gülümsüyordum öküzün tirene bakdigi gibi bakip sadece gülümsüyordum, ama benim asil aklimi basimdan alan masum ve mutlulukla bakan gözleri oldu zihnen oradan uzaklasmama neden oldu etrafimda olup bitenden bir haber bakiyordum orada. Bana dogru yürümeye devam etdiler bana dogru yaklasdilar ve.....

kendimi toparladim sempatik bir bakis takindim bir dakkika bakarmisin diye durdurup amaci sadece uzun olmak olan bir sohbete bagladim ve sonucda numarasini aldim. Sabahina aradim yine amaci sadece konusmak olan sohbetlere doladim, msn face twitter icq fax nevarsa aldim ekledim sohbetleri bu mecralarda derinlestirdim. Aramiz cok iyidi cikiyorduk artik telefonumun akküsünü sirf mesaj göndermeye harciyordum. Uzun bir süre gecmisdi artik tanisali ve birbirimizi kendimizi tanidigimizdan iyi taniyorduk artik, birbirimizin bagimlisiydik sirf onun telefonumdaki bir tek resmini görmek bile beni bütün kederlerimden uzaklastiriyodu. Arada sacma sapan nedenlere kavga ediyorduk, sinirimiz gecipde pismanlik yerini alana kadar konusmuyorduk. Artik acaba o kisiyi buldummu diye düsünüyordum busefer güzel biter diyordum, güzel bitmeliydi cok fazla baglanmisdim eger olmassa napardim. Son günlerde cok durgundu belliki bir derdi vardi, fazla üstüne gitmek istemedim ama bir yerden sonra dayanamayip sordum, önce anlatabilcek durumda degilim dedi ben zorladim. Bana ayrilmamiz gerekdigini söyledi, neden niye diye sormama kalmadi ikimizinde degistirmeye gücümüzün yetmiyecegi nedenler saydi uzaklara gidecekdi birdaha dönmüyecekdi. Yikildim yerle bir oldum cünkü elimden hicbirsey gelmiyordu cagresizdim, daha ben kendimi toparliyamadan veda degil elveda tarihi gelmisdi ve bana sadece yolcu etmek kaliyordu. Yine hersey tekrarlaniyordu ve yine caresizdim yine sadece el sallamak kaliyordu bana yine bir ucagin kalkisini seyrediyordum ici bos bir kukla gibi yine ucak göremiyecem kadar havalaninca fark ediyordum ne durumda oldugumu ve bir kez daha yikiliyordum. Bambaska hayaller kurdugum bir insanin artik yüzünü bile birdaha göremiyecekdim, bir süre sonra evlilik haberini alacakdim, hislerim bir kez daha körlesecekdi. Bitmisdim.

...... ben öyle bakadururken arkadaslar beni bulmuslardi birisi "olum kendine gel nereye daldin öyle" dedi bende "yok olum ne dalmasi..." gibi laflarla gecistirdim bu sirada o kiz da arkadasiyla yanimizdan gecdi, gecerken bir bakisda o atdi belki 1 sadise gözgözeydik ve sonra gecdi gitdi, bizde 3.cü turumuzuda tamamlayip 100 gr sekerli bademmimizi aldik ve evin yoluna koyulduk.




26 Şubat 2012 Pazar

Dolu Bardaga Her Damla Fazladir

Hic yazasim yok kisa kesecem.
Bir adama ne pis koyar biliyomusunuz ?
Siz hic dertlendinizmi, bu dertler sira dizdimi, hic iyi haber alamadiginiz gibi sürekli kötü haber aldinizmi, hep yanlis anlasildinizmi, yanliz kaldinizmi, parasiz kaldinizmi, bunlari kimseye cakdirmamaya calisdinizmi, peki ya bunlarin üstüne bagri bir tane bira iciyim diyipde bira bile alacak para bulamadinizmi isde o an cok pis koyar banaldir belki ama bardagi tasiran son damladir ve cok pis koyar kalkamassiniz.

22 Ocak 2012 Pazar

Bence Mantiksiz Dostum

Selamlar.

Biliyorum hep moralim bozukken geliyo blog aklima ama napayim acikcasi insanin aklina sevinirken yazmak gelmiyo.
Neyse ben ne diyecekdim gene sacma sapan birseydi ama ha hatirladim yasamin mantik hatasi olduydu (hakketden sacmaymis insan yazinca fark ediyo :) ).

Evet gelelim hesaba cünkü birseyin mantikli olmasi icin onun bir hesapla kanitlanmasi gerekiyo, bende yazdigim hernekadar sacmada olsa arkasinda durdugum icin bunu bile bir hesapla kanitliyacam.

Basliyorum neden yasanir bunu anlamak icin yasadigimiz hayatin ne oldugunu bir anlamak gerekiyo.
Hayat, süresini kendimizin bilmedigi, bir zaman dilimidir ve artik inancimiza göre sonrasida olan bir zaman dilimidir hatta sonrasinda hakkinda sorgulanacagimiz bir zaman dilimidir, tabiki buda gene inancimiza göredir.

Yani kisaca hayat bir zaman dilimidir ve bu hayat denilen zaman dilmini biz bize sorulmadan yasamaya mecbur kaliyoruz. Yasamaya mecbur kaldigimiz tek zaman hayat degildir misalin bir durakda otobüsü beklemeyede birsekilde bagzen mecbur kalabiliriz, ama sirf otobüs gec kaldi burda gereksiz yere vakit harcadim diye isyan edenler icmeye basliyanlar depresyona girenler olmuyo. Aslinda her ikiside bir zaman dilmi ama demekki Hayatin diger zaman dilimlerinden daha fazla degeri var bizim icin, bu degeride biz kendimiz yada toplum Hayatda belirli hedefler koyarak katiyoruz. Bu hedefler misalen bir okulu bitirmek yada bir meslekde ilerlemek olabiliyor.

Sonuc olarak Hayatda egerki bizim hedeflerimiz ve belkentilerimiz olmasa Hayatin diger zaman dilimlerinden bir farki kalmiyo siradanlasiyor ve yasamaya deger bir zaman olmuyo.
Esitdir beklentisiz bir Hayat yasanmaya degmez.

Bitdimi bitmedi burda bitse ne güzel ozaman bir mantik hatasi yok demekdir.
Söyleki Hayati yasanmaya deger bir zaman haline getiren beklentilerimiz ayni zamandada bize Hayatimizda izdirablar yasatiyo hatta bagzen Hayati cekilmez ve yasanmaz hale getiriyo.
Esitdir beklentili bir Hayat izdirabdir dertdir tasadir ve yasanmaya degmez. 

Alin size mantik hatasi isin icinden cikabilene Mahsun Kirmizigül ün "Hayat devam ediyor" dizisinin Oyuncularindan imzali dizi posteri yolluyacam.

Hadi bir diger sacma sapan düsüncelerle dolu yazimda görüsmek üzere sevgiyle kalin esen kalin (ben sevgiyle kalmayi tercih ederim atesli atesli off).