23 Aralık 2011 Cuma

"200"

Odamdayim....oturuyorum tavani izliyorum.....bilgisayarimda hafif bir müzik caliyor...nefes alip verisim normalin biraz altinda....kalp atisimi elimi dösüme koymadan his edebiliyorum....Sakinim.

Olmasi gereken bumu? Bu yasda bukadar sakinlik bukadar dinginlik iyimidir?
Benim bu yasda deli olmam gerekmiyormu daha acamice hatalar yapmam gerekmiyormu?
Icimde gencligin verdigi beni yerimde oturtmayan bir delilik olmasi gerekmiyormu?

Gerekiyo gerekiyo ama ben hani derler ya yaslanmadan kocamisim.
Suanda yarin neyapsam diye düsünmem gerekirker benim suan hic umrumda degil yarin ne olacagi.
Hicbirseye hevesim yok, herseyden bikmisim, hicbirsey umrumda degil.
Etrafimda olan herseyin sanki disindaymissim gibi herseyi disardan izler gibiyim.

Nerde hata yaptim ben neden bukadar cabuk "büyüdüm".
Ama mecburdum benim cocuksu davranma sansim yokdu, benden hep olgun davranmam beklendi bende öyle davranmanin bir erdem oldunu düsündüm salakca takdir eden olur sandim.
Asil cocuklugu ben burda yapmissim ise bak :) ben en büyük cocuklugu yapmisim birdaha cocuk olmamak üzere büyümeyi secmisim.
Mutlu oldum suan bende bilincsizce cocukluk yapmisim vay beh insan buna sevinirmi ben seviniyorum.

Birdaha hic yapmiyacam ama bir kere yapmisim ne güzel :)  :(


18 Eylül 2011 Pazar

Yürüdüm

Yürüdüm.

Sirf yürüdüm.

Nedenini bilmiyordum ama yürüdüm.
Sehirde gidecek yer bitmisdi ben genede yürüdüm.
Bir kücük devirdim, gözümün önü dönüyordu, yinede yürüdüm.
Yagan yagmurdan icine su alan ayakkabilarim ayaklarimi agirlastirmisdi, yinede yürüdüm.
Sirilsiklamdim, yolda gören gülüyordu halime, yinede yürüdüm.
Gözümden akan tek damla yas yagmura karismisdi., yinede yürüdüm.

Sirf yürüdüm.

Yürüdüm cünkü, uzakdan görüyordum ama ulasamiyodum ona.
Yürüdüm cünkü, telefonum sirf benim acdigim derdime dert katan sarkilari caliyordu, birtek arayanim soranim olmadigindan.

Ben nerde hata yapmisdim.

Yoruldum, ama yürümekden degil.

Ekmegim bahtimdan katiydi, bahtim düsmanimdan kötüydü, böyle kepaze hayati sürüklemekden yoruldum.



29 Temmuz 2011 Cuma

Yol biter Dert bitmez

Ekranimin sag alt kösesinde saat 2:30 gösteriyo, bu saatde yaziyorum. 
Uyku tutmuyo, cünkü bir cok seyi düsünüyorum.
Bin türlü dert bin türlü tasa düsünüyorum.
Sayilari okadar fazlaki suan bu yaziyi yazarken bile, aklima geldikce hangi birine yazacami sasiyorum.
Yapmak istedim olmasini istedim okadar cok sey var, ama her birinde 1 adim ileri 2 adim geri gidiyorum.
Bazen oluyo birseyler sariyo aklimi artik adina güvenmi dersiniz yada delilikmi bilmiyorum ama, o an diyorum kendime hepsini basaracam hepsi oluruna varacak.
Ama cogu zaman suan oldugu gibi hertürlü gücüm kuvetim kesiliyo, ümidimi asla yitirmiyorum ama böyle anlarda o halen var olan ümidimin delilik oldunu düsünmeye basliyorum.


Oysa simdi kafa bi format atsa herseyden uzak bir yerde olsam, önümde güzel bir manzara, elimde efesim, yanimda bir dost.
Hayali bile toparliyo. 
Zaten bazen gözümü kapatdigimda, dertlerim yerine böyle hayaller gelmese aklima, ne gerek kalir o gözü tekrar acmaya.



22 Haziran 2011 Çarşamba

education (egitim) sart harbi bak

Selam cokdandir yazmiyorum yazamiyorum cünkü artik bu blog isi beni sarmiyo gereksiz bence spraylerle duvarlara yazdimiz kisa ama özlü sözler neyimize yetmiyo.....

Saka saka kolum kirik ondan yazmiyom, telasa gerek yok cünkü sol kolum yani mausu kullanabiliyorum halen, ama sol kulagimi kasimak biraz zor oluyo. Diyeceksinizki "bundan banane lan ......" söyleki ben gecen bir sinava girdim (bak konuyu nasilda anlamsizca bagladim) ve basaramadim. Cünkü sinavda bilgim degil sabrim ölcüldü sirf bir ögretmenin egosu tatmin olsun diye. Ama suc bu gevur devletinde cok yüz verdiler bu ögretmenlere halbiki yarisini issiz koyacan ise aldiklarinida kör itin öldü yerdeki okula tain edecen bak bakalim meslek aski tekrardan uyaniyomu.

Neyse fazla yer vermiyecem yazimda o malum kisilere sonra gene götleri kalkacak bizi ciddiye aliyolar diye. Yanlis anlasilmasin Adam gibi ögretmenlerle sorunum yok ama ögretmen oldum diye kendini adam sananlarla sorunum var. Nede olsa bana bir harf ögretenin ben 40 yil kölesi olurum, ama suda bilinsinki susuyorsam sessizsem asaletimdendir (ve not korkusundan) her lafa vercek bir cevabim var ama önce bakarim laf lafmi diye birde bakarim söyleyen adammi diye guzum......

Iyi hadi bukadar yeter kolum sizliyo gene hadi dagilin server cökecek günlük zaten milyonlarca aciyorsunuz su blogu, blogger kovacak beni sonunda hadi görüsürüz öptüm kendine iyi bak. (bu agri kesiciler bana iyi gelmiyo hafif kafa yapiyo gibi)

1 Mayıs 2011 Pazar

Icindeki Denyo

Hic karanlikdan korktunuzmu?
Ben korkmazdim kücükken aklim temizken fazla düsünmezken.
Artik korkuyorum cünkü karanlik bir ayna gibi ama gözünüzle gördügünüz seyleri gösteren bir ayna degil gözlerinizin görmediklerini gösteren bir ayna.
Karanlikda kendinzi görürsünüz kalabalikda yanlizlik cekerken.
Kendinizi görürsünüz denyolara bakipda cik cik cekerken ama o denyolar mutludurlar cünki malliklarinin bilincinde degilldirler.
O an dersiniz kendinize acaba bendemi öyle olsam diye ve bunu düsündünüz andan itibaren geri dönüsü olmayan sonsuz bir döngüye girersiniz.
Bir olur denyolasmaya calisirsiniz bir olur halinizden utanip geri toparlarsiniz mekanizmayi.

Dahada fazla söylenecek birsey yok zaten nediyelim Allah denyolara zeval vermesin büyüksünüz cocuklar.

9 Nisan 2011 Cumartesi

Samimiyet

Samimiyetsizlik bir hastalik, cok hilzi dagilan bir hastalik.
Ama kanser gibi verem gibi bir hastalik deyil alkolizim gibi veya madde bagimliligi gibi bir hastalik.

Cünkü Samimi olmadinizmi hersey daha rahat.
Lafa geldimi kanka oldunuz adami satmak daha rahat.
Yalan söylemek daha rahat.
Ahkam kesmek daha rahat.
Göz göre göre yaninizdaki adami batakliga sürüklemek daha rahat.
Cekemediniz adama camur atmak daha rahat.
Vicdanini kandirmak daha rahat.
Bide bunlari yaptikdan sonra geri gelip utanmadan yüze bakmak daha rahat.

Samimiyetsizlik rahat cünkü serefsiz ve prensipsiz bir hayati sagliyo.
E herkezlede samimi olunmazki demi.?
Olunur yakin bir samimiyete sahib olacak kadar tanimadiginiz birisine bile düsündüklerinizi yüzüne söylemekde aslinda bir samimiyetdir.

Samimiyetsiz bir ortamda rahatsindir.

Cünkü sen ne söylersen gülerler, benimde söylediklerime gülsünler sonra diye.
Neyi anlatirsan anlat sen haklisin derler, kimse gercekleri yüzüne söylemez.
Yarini düsünmezsin dert tasa kalmaz cünkü herkez birbirini över sisirir.
Ama yarin birgün basin derde girdimide saginda solunda kimse olmaz iste ozaman essekden düsmüse benzersin.

Ozaman böyle ortamlardan böyle insanlardan uzak duralim demi ?
Dur, dur ama sunuda bil uzak durursan yanlizsindir, arkandan konusurlar, zaman buldunmu birseyler yapacak gezecek kimse bulamassin.
E bu sonucda güzel degil, öyle geliyo demi kulaga iste öyle degil bu en güzeli cünkü böyle yaparsan yaninda 1 veya 2 arkadas kalir, belki sana en uzak olanlardir, belki en az görebildigin kisilerdir, ama bunlar derdini anlatabilcen kisilerdir, basin sikisdiginda yaninda olanlardir, bunlar Samimi dostlardir.

Bu yazdiklarima ve gördüklerime dayanarak ben den size nacizane bir tafsiye.
Samimiyet bazen en beklemedigin kiside bulursunuz, bazende en cok beklediginiz kisilerden göremessiniz, her iki ihtimaldede sasirmayin sarsilmayin en iyisi size kim nekadar samimiyse onada okadar olmak, böyle hayatda zarar görmessiniz. Hele en yapmamaniz gereken seyse, fazla samimiyetle birisine yaklasmak ben yapiyimda o anlarsa düsüncesiyle. Esseke altin semerde vursan essek gene ayni essekdir, anlamazlar.



26 Mart 2011 Cumartesi

Yalan

Ne kötüdür insanin "iyilike" inancini kayip etmesi.

Hem kötü hemde kolaydir cünkü her insan icin hayatdaki iyilikin veya güvenin, yada herne ad verirseniz o seye, kayip olmasi bu kavramlari özlestirdiginiz birisinin veya takimin veya herhangi birseyin hakkinda aklinizin ucundan gecmiyecegi seyler duymanizla baglidir.

Aslinda gayet olabilecek seylerdir duyacaklariniz ama o kisi üzerine duydunuzmu size cok sacma gelir, nasil olabilirki halbiki birisi size moruk bunu kim yapmiyoki dediginde akliniza gelen ilk kisi odur, artik oda yoksa baskalarina nasil güvenebilirsinizki cünkü en cok güvendiniz kisiden bile bunlari duymussunuzdur baskalari kim bilir neler yapar.

Inandigim hersey yalanmiydi diye bir espiri vardir ya hep yapariz. Sanki bu söz intikam aliyomus gibi yillardir sakasini yaptiniz bakin gercek olunca kim gülüyo dermis gibi. 

Bir garip korku oluyo insanin icinde anlam veremiyo, cünkü tamda herseyi gördüm dediginiz anda oluyo böyle seyler ve aslinda daha hicbirsey görmediginizi, daha hicbirsey yasamadiginizi anliyosunuz.

Kafesde büyüyen bir havyanin birden dogaya birakilmasi gibi oluyo kendinizi gördügünüz herseyden üstün saniyosunuz hepsiyle bas edebilirim saniyosunuz ki tamda ozaman dogaya birakiyolar sizi ve aslinda alisilmisin disindaki hicbirseye hazir olmadiginizi anliyosunuz.

Belkide ben abartiyorum olayin sicakliyla belkide az bile dediklerim.

Bu yazinin sonuna hangi müziki ekliyeceyimin hakkinda pek fazla düsünmedim bunun sonuna gidecek zaten tek bir müzik var oda büyük Ustanin telinden gelsin sizlere.







16 Mart 2011 Çarşamba

Yerse...?

Efendim herkeze selamlar yazmayali baya oldu zaten yazsamda senden baskasi okumuyo.

Senmi ?

Evet sen bu blog sirf sen okuyasin diye hazirlanmisdir cünkü secilmis kisi sensin, bloglara erisimi digitürk kendi kafasina göremi yasaklatdirdi saniyosun hayir bendim o.

Saka bi yana harbi bendim. Oh söyledim icim rahatladi.

Neyse bunu gecelimde ben gecen yasadigim bi olayda birseyi fark etdim.

Eger birisine uyuzsaniz icden ice gicik oluyosaniz, bu durumdan rahatlamanin en güzel yolu, gicik oldugunuzu bile bile telefonda "moruk takiliyoruz sende gel gezeriz" diyerek gicik oldugunuz kisiyi gezmeye cagiran dostlar sayesinde onunla bulusup, o malum kisiyle beraber gene o kisi üzerine lafin beline vurmakmis.

Cünkü bu durumdan dogabilecek 2 sonuc vardir:

1.) O kisi aslinda okadarda gicik deyildir lafa katilir, mütis bir arkadaslik dogar ve el ele gün batimina dogru cicekli bir yolda yürüyo bulursunuz kendinizi yeni edindiniz arkadasinizla.

2.) Icinizde neler varsa dökersiniz ardi ardina ince laflar sayarsiniz, malum kisiye inci boncuk düzdürürsünüz.

Genellikle 2. durum ortaya cikar ve ne yalan söyleyim en keyifliside odur yani insan saati geri alsamda bidaha dizsem laflari diyesi geliyo.

Eveeeet bugünlükde blogdan bukadar mutlulukla kalin, sevgiyle kalin, dertler benim cile benim hayat sizin sizin olsun, cok tesekkürler. (tabiki yersen)

9 Şubat 2011 Çarşamba

Elveda

Ayrilmak zordur diye bir giris yapsam cok mu sikici (klavyede harfler eksik oldugunu daha önceden belirtmisdim) olur cünkü genellikle bu konulara böyle girilir. Ama dogru söze söylenecek söz yok aynen öyle ayrilmak zordur.

Peki neden öyledirki bir kisiden veya herhangi birseyden ayrilmak neden zordur?

Acaba sonra pisman olma korkusundan midir.

Yoksa ayrilirken bir sevgilinin caresiz bakislarina olan bir korkumudur bu, veya bir dostun yüzüne vuraca son 2 cift lafimidir korkutan, yada sirtimizi dönüp gitmek üzeri oldugumuz bir sehirin umursamasca akip düzenine devam etmesi midir bizi ürküten.

Belkide korku deyildir o his, belkide sonrasinin bilinmezliginin verdigi bir heyecandir bir merakdir, e öylese neden zordur?

Nedenini bilmem ama bazen ayrilmak sartdir ve nedenleride ellerinizde olmaz.
Bazen bizamanlar is icin vatanlarina veda edip gurbete giden atalarimiz gibi mecburuzdur buna.
Bazen arkadasimizin yaptigi bir hatadir, ki bu hatanin kacinci hatasi oldugu deyildir bizi ayrilmaya mebur eden, bizi mecbur eden hatanin nekadar bizi kirmasidir.
Bazende olaylara karsi gelebilcek güce sahib olmamamizdir bizi sevdigimiz kisiyi ellerimizle ucaga veya otobüse bindirip elveda demeye mecbur tutan.

Okadar sey yazdim belki yazdikca kendim anlarim diye ama nafile halen ayrilmak zordur dan daha gecerli bi cevabim yok...........





31 Ocak 2011 Pazartesi

Ustam

Birde siir paylasiyim dedim.

Bi ara siir okurdum, yalan yok okumaya manitaya yazarim söylerim diye aramaya baslamisdim, sonra bi tutku sarmisdi ama o eski halimden eser yok simdi izdirab icinde yoksunum simdi tutun kollarimdan düserim simdi, yani simdi sorsaniz hepsini birbirine karistirrim.

Neyse bi yakin dostumun bana asagdaki siiri göndermesiyle o merak tazelendi icimde, dedim hazir kendimkini tazelemeye kalkmisken sizinkinide tazeleyim, bu siir üzerine söylenecek pek birsey yok zaaten bi siir üzerine ben burda ne anlatsam yalan olur, cünkü ayni siir herkezde ayni seyi ifade etmez ayni seyleri düsündürmez bazende hicbirsey düsündürmez.

Ama su kesindir güzel bir siir iyi bi sekilde okundumu insani alip götürür, sakinlestirir, ruhunu omo ile citiler, asar memleketinin günesine, kurutur, gatlar geri icine kor, geri getirir. Kliselerden kacinmak icin göbegim catladi buna ragmen havayi daha fazla bozmadan burda kesiyim, siirin tadini cikarin.

Siir: Serkan Ucar
Yorum: Tuncel Kurtiz

Tut Yüregimden Ustam


19 Ocak 2011 Çarşamba

Ilginc sinava hazirlanma taktikleri (yüzde 100 tutuyo) *TOP 5*

Baslikdanda anlasildigi gibi kendi deneyimlerimden yola cikarak bi TOP 5 olusturdum sinava hazirlanma veyada ders calisma taktikleri olarakda bilinirler. Ama ben genellikle (herseferinde) sinava bi gün kala hatda sinava bi gece kala calismaya basladigim icin bunlar sadece bu sartlar altinda denenmisdirler.

DIKKAT: Bu yazida okuyacaniz hersey canli organizmalar üzerinde en yersiz zamanlarda denenmisdirler ve bazen moral bozucu sonuclarda getirmisdirler. Lütfen okuduklarinizi uygulamadan önce ögretmeninize su andaki notunuzu sorunuz ve "bu dersden hayatda gecemem" yada "hoca bana takti yaa" dediginiz dersler öncesi denemeyin. ÖSS ve benzerleri icin düsünülmemisdir!!!!!

5 numaradan baslayarak zirveye dogru gidecem.

 **********************************************************************************

5.) Gec bi özet

     Gerekli malzemeler: 1 adet iyi calisan arkadas, 1-2 saat sinavdan önce zaman

Gelecegi parlak, notlari cok iyi olan, sinavlarda bilgi fazlaligindan ögretmene sinav basladikdan 15 dakka sonra:"hocam kagitin arka tarafinami yoksa baska kagitdami yazmaya devam ediyim" diyen, zekii bir okadarda yardim sever, egosuz, bir arkadasala teker teker konu lar gecilir ve allah ne muradi varsa veresice arkadas konulari özet olarak aciklar.

Sonuc: kücük az konulu sinavlarda yararlidir ama daha büyük sinavlarda (duydunuz herseyi kaset gibi unutmamaksizin kayit edebilemiyosaniz) ise yaramaz.

**********************************************************************************

4.) Sanal

     Gerekli malzemeler: 1 adet internetli Bilgisayar veya bezerleri, sinavdan önce en az 1 gün zaman

Cok basitdir intensif bi sekilde calisirsiniz ayni zamandada intensif bi sekilde sanal alemde aktif olursunuz misal facebook, msn, twitter, bloglar yada artik her nerelerde takiliyosaniz sanal alemde, oralarda yazmadiginiz arkadas, yorumlamadiginiz paylasimlar, okumadiginiz yazilar yada su aralar yapipda her ince ayrintisini yazmadiginiz "olaylar" kalmiyana kadar.

Sonuc: eger fazla alemlere akmassaniz ve yeterince süre varsa yarayislidir, internetde yapacaniz seyler sizi can sIkisindan kurtaracaktir.

**********************************************************************************

3.) möln möln

    Gerekli malzemeler: 1adet sessiz dikkat dagitmayan ortam

Yüksek konsentrasyon gerektirir uygulamasi kulaga kolay gelsede gercekde öyle deyidir.
Ilk önce kafayi bosa almak gerekir ama kontak anahtari üzerinde kalmali cünkü ara ara calistirmaniz gerekiyor. Bu durumdayken önümüze dersnotlarimizi aciyoruz ilk sayfayi okuyoruz sonra kafamizi notlardan kaldirip bosluga möln möln bakarakdan az önce okuduklarimizi tekrarliyoruz.

Sonuc: eger bu duruma uzun süre dayana bilcek kafaniz varsa cok faydasini görürsünüz.

**********************************************************************************

2.) bi tut hele sunu

   Gerekli malzemeler: en az 1 adet ayni kafada olan ve ayni dersi calisan arkadas

Ayni möln möln takdigi gibidir ama konsentrasyon daha azdir arada bir arkadasla geyik yapilir ve bir kac sayfa okundukdan sonra arkadasa "bi tut hele sunu" diyerekden notlar verilir veya arkadas kendi notlarindan az evvel calisdiginiz basliklari sorar size.(dikkat arkadasin bazen abarti bisekilde zor soru sormasi olabilir bilemeyince moral bozuklugu olmasin)

Sonuc: genellikle güzel sonuclar alinir ama her iki kisininde illahaki ayni dercede bi not almasi mecbur deyildir aksine deneylerde cok uc notlar ortaya cikdigida olmusdur.

**********************************************************************************

1.) Resul

     Gerekli malzemeler: 1 adet müzik calar veya benzeri

En iyi sonuc veren yöntem budur dis dünyayla iltibat kesilir sIki bi sekilde ders calisilir ve bu duruma moralmen dayana bilmek icinde Baskentli Resul dinlenir. Inanilmaz ama Baskentli Resulu tanimiyanlar olabilir ama bu nedenden dolayi "vay calisamadim sinavdan kacsammiki haftaya nasilsa calisir girerim" gibi düsüncelere kapilmaya gerek yok size bir demet Resul benden. KOP KOP



11 Ocak 2011 Salı

Kıvırcık Ali

Yaziya gecmeden önce bir arkadasi tebrik etmek istiyorum.






evet bildiniz bu arkadas dayisi ödügünde kendisi cenazesine gitmeyipde amcasinin ölümünde bas sagligi diliyenlere "dayim öldügünde nerdeydiniz ulann" diyenlerden. Tabikide aklina "amin sehitlerimizede" demek gelmemis cünkü bir bildigi var galiba ki sadece o 5 sehitimizden bahs ediyor. Tabiki herkeze uyup gerekiyosa birseyler ilave etmek, sert bi cikisla vatansever kimligini ön plana cikartmak kadar, "Qarizzmatik" deyil nede olsa resminin altina "AsHiiik PrenZs" yazarak kendisine bir seviye belirlemis ve her vefat edene Allah dan rahmet diliyerek bu seviyenin altina düsemez düsmemeli.


Ama hakkini vermek lazim kirilmaca darilmaca olmasin diye kendisi sayfasinda her iki olaydanda bahs etmemis. Neyse böyle bir düsünüre (denyo) daha cok yer ayirmam lazim ama bugün hakikaten üzücü bir gün ve böyle bir günde daha fazla bu arkadasin üzerine giderek ve laf sokarak bu konudan komik biseyler cikartmaya calismayacam (sonra bi kommentar yazar bana felegimi sasirrim aboovvvv)


Genede bi ise yaradi cünkü vefat edenlerin ardindan "o gercekdende bir fenomendi ve bende yasayan fenomenler cok oldugundan ve hepsini haftada 1 sefer saymak cok fazla is oldugundan  vefat eden fenomenler ardinda fenomendi diyip isi bagliyorum" gibi yazilar yazamiyorum veya böyle sözler sarf edmiyorum, sonra arkadasa benzer birisi "yasarken nerdeydiniz ulann" gibi yorum yaparsa "ahanda sanaaaaa hadi anlat mala derdini" durumunda kaliyorum cünkü. (Neyse lafi fazla uzatdik baslika, kisada olsa, uyan birseyler yazip kapatmak lazim derim) 


Kivircik Ali ye ve bütün Sehitlerimize Allahdan rahmet yakinlarinada sabir diliyorum.


Gurbetin tadini tadmis herkezin hislerine tercuman olan bu türküde Kivircik Aliden Sehit ve Askerlerimize gelsin.


9 Ocak 2011 Pazar

Tatil

Hayir blog aci acmaz tatile ayrilmiyorum ama bir tatilin sonundayim ve hic bir cacik anlamadim bu tatilden her tatilde oldugu gibi ve sebebini yeni anladim (evet jeton nun sesini duydum ve diger yapacaniz sakalarida kabul ediyorum cünkü harbiden epey sürdü)....

Tatil aslinda 2 evreye ayrilir:

1. evre "hadi oturmayami geldik" evresi  (yada tatillere daha uyumlu olarakda "hadi dinlenmeyemi girdik tatile"  evresi )



Bu evrede daha cok gezilir, tozulur, yiyilir, icilir, sicilir, sabahlar olmaz, geceler bitmez, kopmayan top olsun, cok ickiliydim hatirlamiyorum.... pardon koptum biran anlatirken ama demek istedigim anlasildi galiba kiminde bukadarda olmasada herkezde vardir biraz hepsinden.

Ama  hickimse bunlari birakiyimda normalde alamadigim uykumu aliyim, normaldede hep basinda oldugum bilgisayardan uzak duruyum, hep izleyipde bugüne kadar bi faydasini görmedigim televizyon programmlarini bi kenara birakiyim demez bunlarin hepsini daha sonra baslarinda teskeyle beraber 2. evrede denilir ki hazir konu oraya gelmisken akici bi kecisle 2. evreyi anlatiyim.



2. evre "teske" evresi ("ta anasini" evresi)

Bu evrede daha demin yazdigim gibi herseyin basinda bir "teskeyle" sayilir ve bunlara vaktin az oldugu anlasilir ve sonunda "ta anasini" cekilir. Ama bununla bitmez asil cuncuna simdi baslar cünkü daha yapilacak hazirlinacak calisilacak cok sey vardir ilk is veya okul gününe hazir olmasi gereken ve hepsine normal bi is veya okul haftasinda oldugu kadar vakit kalmistir (aslinda su an tatilin bittigi andir resmi olmasada).......
Ve ne garipdirki insan oglu halen ise koyulmaz cünkü simdide sirayla "teske sunu bunu yapmasaydim" diye saymaktadir ve saydikca sinirin artmasiyla teskeler yerini "ta anasini" na birakir.

Sonuc tatilden girildi sinir ve stressle geri dönülür.


Derdi anlatdim ama dermanini bilmiyorum ve evet bukadar lafi cevabi bilmiyoum demek icin yazdim ama yapcak birsey yok benimkisi "kelin ilaci olsa ilac firmasi acar" hesabi.
Bilen varsa ilk önce patentini alip sonra paylassin insanligi bir dertden kurtarsin ve sonrada gidip kendine nobel ödül töreni icin üzerine güzel bir kiyafet alsin cünkü o sensin dostum secimis kisi sensin.(bu kadar gazida kimseye vermem hadi baglim).

8 Ocak 2011 Cumartesi

Selam

Selam 


Son zamanlardir aklimdan bazen öyle düsünceler geciyorki „ulan bendenmiydi bu simdi“ diyorum. Ama bir süre sonra unutuyorum o aklimda olusan sözleri.

„eee yani havan kime“ 

diyen vardir simdi bunlari okurken ama sunu bastan söyleyim benim bi havam yok. 

vallah yok

Konu sudur bu tarz anlar yüzünden kendime göre yazmaya karar verdim ve madem yazcam yayinlayim bagri dedim. Bu yazdiklarimi okuyan olurmu bilmiyorum ama yazan kisi olmaya ben gönüllüyüm. Su ana kadar yazdiklarimda bir sey fark etmissinizdir oda muhtemelen bir cok gramatikal hata olmasi ve bir kac harfinde eksik olmasi dir. Bunlarin tek sebebi ise benim avrupada yasiyo olmam ve türkceyi anne babamdan ve televizyondan ögrenmis olmam bu nedenle yaptigim ve yapacam hatalari mazur görmeniz dilegile simdiden özür dilyorum.(bloga özür dileyerek basladik sonradan azmazsak iyi)

Gelelim Blogun icerigine 

Icerigi simdilik sadece benim gündemdeki veya cevremde olan olaylari veya durduk yere nerden geldigi bilinmeyen konular üzerine birseyler anlatmam ve kendime göre bir yorum getirmem olacak. Zaman gecdikce haftalik köseler gibi bazi konularda oylamalar gibi seylerde yapmayi düsünüyorum ama daha hersey plan asamasinda. Zaaten su anda bu yaziyi yazarkende daha bloga bir isim belirlemis deyilim. Bu ilk yazimin benim tanimadigim en az bir kisiden okunmasi dilegile ilk yazidan bukadar diyorum.