Yalniz ölecegini bilmek ne garip bir duygu. Bütün cabalari bütün cirpinislari anlamsizlastiriyor bir yerde. Ama baska ne yapacaksinki istemli ölüm günah yaradan alana kadar canini zamani bir sekil gecirmek gerek. Insan böyle böyle tutunacak birseyler ariyor kendine. Onlarida eline yüzüne bulastiriyorsun rezil oluyorsun, sonra alisiyorsun koymuyor artik biryerden sonra. Sersemlesiyorsun. Yakin tarih hayalleri kuruyorsun artik ama onlarda olmuyor. Neye deger versen elinden aliniyor birsekilde.
Ruhun yorulmasi ne garip bir duygu. Heveslenmiyorsun artik hicbirseye. Durduk yere sinirleniyorsun olmadik seylere kendini kendin anlamiyorsun. Baskalarini mutlu ederek mutlu olmaya calisiyorsun ama nafile insanlar tabii saymaya basliyolar seni degerin kalmiyor.
Neyi neden yaptigimi anlamadigim yerdeyim aliskanlik oldugu icin yapiyorum. Sevinmek icin nedenler ariyorum bulamadikca yikiliyorum. Olmuyor oldurmaya calistigim hicbirsey, ya yanlis yapiyorum yada yanlis seyleri yapmaya calisiyorum. Kabulllenmek istemiyorum kaderimi, kabullenince üzülüyorum cünkü ümidim kalmiyor. Sizofren gibi ara sira kendimi teselli ediyorum istediklerimi basarabilecegime inandiriyorum kendimi, bunu bana yaptiran bazen icime isleyen günesin sicakligi bazen bir dostun temennileri. Inanmak istiyorum gülümsemek icin nedenler ariyorum, gerci bir nedene ihtiyacim yok cok güzel yalandanda gülümsemeyi ögrendim gizlemek icin acimi. Sevmem aslinda yüzümün gülümser halini, gülümseyince zaten kücük olan gözlerim tamamen kayboluyorlar zira, ama oda baska bir konu :). Yine dudagimda Neset Ertas türküleriyle uyanmaya basladim. Yazimi kisa cevirir her sabah Leylam, bazen cahil cahil dünyanin rengine kanarim, geceleri ugrun ugrun kas altindan bakinca canim telef olur Acem Kizi.
Canim telef olur...